Bir Yazılım Etkinliğinden Akılda Kalanlar

Bir etkinliğin hazırlanması, yapılması ve orada olanlar. Olayın sıcaklığı geçmeden işte akılda kalanlar …


Aykırı Yazılımcılar başlığı altında 21 Aralık Cumartesi günü Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hasan Ferdi Turgutlu Teknoloji Fakültesinde bir etkinlik yapıldı. Bu etkinliğe konuşmacı olarak katıldım.

Önce etkinlikte karşılaştığım olayları sonra da etkinliğin içeriğini aklımda ve notlarımda kaldığı kadarıyla paylaşacağım. Bilgilendirici olmaktan daha çok duygusal bir yazı sizleri bekliyor.

Etkinliği tamamen öğrenci arkadaşlar koordine etti. Etkinliğin ayarlanmasına yaklaşık iki ay önceden başladılar. Başlarda hafta içi planlanan etkinlik, katılımcıların hafta içi etkinliğe gelme konusunda karşılaştıkları zorluklar nedeniyle hafta sonuna alındı. Etkinliğin hafta sonu olabilmesi için öğrenci arkadaşlar bürokratik birçok engeli aştılar. Bu konuda çok dertlilerdi. Bir kurumun kültürünün değişmesinde yolu açan öncülerin yaşadıkları tüm zorlukları yaşadılar sanırım.

Etkinliğin planlanması amaçlı WhatsApp grubu kuruldu. Hangi konuların konuşulacağı, hangi zaman diliminde hangi konuşmacıların konuşacağı ayarlandı. Boş muhabbetler yapılmadı. Bu iletişim kanalı etkin kullanıldı.

Etkinliği düzenleyenler öğrenci arkadaşlardan maddi destek bulmanın zor bir konu olduğunu öğrendim. Fakültenin bulunduğu ilçenin küçük olması ve üniversitenin idari durumunun buna uygun olmaması bu sorunun ana nedenleriydi. Bu zorluklara rağmen bu fakülteden mezun olup, mezun olduğu okulu desteklemek amaçlı çalıştığı şirketi bu etkinliğe sponsor yapan kişiye teşekkürler. Kendisi çok uzaklardan kendi okuluna destek olmak için çaba sarf etmiş. Herkes kendi mezun olduğu okula sahip çıksa ne kadar güzel olur değil mi?

Ankara’dan Manisa’ya gece yolculuğu yaptığım için kelimenin tam anlamıyla sabahın köründe Turgutlu’daydım. Güvenlikçi abla, benim katılımcı olduğumu öğrenince sabahın köründe beni dışarıda bırakmadı. Ayrıca benim erkenden geldiğimi öğrenen birkaç hoca sıcacık yuvasını çoluğunu çocuğunu bırakıp halimi hatırımı sormak için üniversiteye geldi. Güleryüz ve çay. Daha ne olsun!

Üniversite konferans salonunu bize açtı. Üniversite hocaları (tam unvanlarını bilmediğim için böyle yazıyorum) katılımcıları samimiyetle karşıladı. Üniversite desteğini esirgemedi.

Öğrenci arkadaşlar, katılımcıları aç susuz bırakmadılar. Ne çayımız eksik oldu ne de kahvemiz. Peki bu nasıl oldu? Çay kazanlarına suyu öğrenci arkadaşlar doldurdu. Paspası öğrenci arkadaşlar yaptı. Gelenleri karşılamaya çalışanlar yine öğrencilerdi. Sunum için konferans salonunu tertipleyip düzenleyenler de onlardı. Sunucusu, çaycısı, temizlikçisi, getireni, götüreni ve en önemlisi dinleyeni onlardı. Aralarında görünmeyen bir uyum vardı. Hiçbir iş sahipsiz kalmamıştı. Sayelerinde gençliğe olan inancım arttı. Ey Türkiye seni güzel günler bekliyor!

Etkinlik başlamadan önce katılımcılar olarak bir çay sohbeti yapma şansımız oldu. Bugüne kadar uzaktan tanıdığım bazı kişileri yüz yüze tanıma şansım oldu. Bu sohbette sahte konular yoktu, ego yoktu, kibir yoktu.

Gelelim etkinliğin içeriğine. Etkinlikteki tüm sunularını ya da konuşulan tüm konuları paylaşmayacağım. Daha önce de dediğim gibi işte akılda kalanlar:
  • Yurtdışında iş bulmak düşündüğünüzden daha kolay
  • Sertifikalar yurtdışında önemli
  • Öğrenmeyi öğrenin, elinizi kirletin
  • Sorunlara uzaktan bakmak, detaylarda boğulmamak
  • DevOps sürecindeki karmaşık terimlerin bile bilinmesi
  • Bir bankada yamanın hafta sonu yapılması ama güncellemenin 2 ay sonra yapılması
  • Stajyer ne ister, işveren ne ister, yanındaki arkadaşını ise alır mısın, neden yeni mezunları kimse işe almak istemiyor
  • Mezun olduktan sonra bizi neler bekliyor
  • Öğrencilerden birinin özgeçmiş (CV) vermesi ve bu özgeçmişin canlı canlı incelenmesi
  • Kaos teorisi, küçük girişimlerin büyük firmaları zorlaması
  • Küçük firmada işe başlamak mı, büyük firmada işe başlamak mı
  • Kodlama yapamıyorum ne yapmam lazım
  • Hiç kimse kamuda çalışmak istemiyor. Öğrenciler özel sektörde (Facebook ve Google gibi) çalışmak istiyor. Ancak özel sektörde işe alım süreçlerini ve performansın nasıl ölçüldüğünü duyduklarında biraz keyifleri kaçıyor.
  • Yurtdışında startup açmanın zorlukları. Türkiye ile yurtdışının bu konudaki kültür farkları.
  • Okul bize lazım her şeyi öğretmek zorunda mı? Yoksa lazım olan bilgileri biz mi bulup öğrenmeliyiz?
Kaç kişi bu bölümü bilerek ve isteyerek tercih etti sorusuna çok az öğrencinin el kaldırması beni şaşırttı. Sırf puanı yettiği için ya da ailesinin zorlamasıyla gelenlerin çoğunlukta olması bence garip bir durum. Yazılım Mühendisliği gibi bir bölümün bu devirde tercih edilmemesine bir anlam bulamadım. Umarım öğrenciler mezun olurken bu alanı severek mezun olurlar. Çünkü bu meslek sevilmeden başarılı olunacak bir meslek değil.

Staj için beni köşeye sıkıştıranlar oldu. Ancak aradan geçen süreye rağmen sadece bir kişiden e-posta aldım ve bu kişi sorduğum sorulara e-posta ile hızlıca cevap verdi. Diğer arkadaşlar eğer bu yazıyı okuyorlarsa hâlâ onlardan haber bekliyorum. Yoksa connection timeout :)

Katılımcıları soru bombardımanına tuttular. Aralarda hiç boş kalmadık. Sorular dolu doluydu. Şu problemi çözerken şöyle bir sorunla karşılaştık tipinde sorular geldi. İçi boş ve anlamsız sorularla karşılaşmadım. Tübitak’tan destek almaya çalışanlar, IoT projesi yapanlar, şöyle bir fikrim var şuraya kadar yapabildim diyenler… En çok aklımda kalan akıllı bileklik ile ilgili bir projeye başlayıp, bir noktadaki karşılaştıkları sorunu çözemeyip soru soran gençler oldu. Sorunun detayına inerken kullandıkları teknik terimler, proje yönetimini kavrayıp ona enerjimizi harcamak istemedik buna enerjimizi harcamayı tercih ettik demeleri, onların gerçek bir problemi çözmek için boş zamanlarının çoğunu harcamaları gençlik için olan inancımı artırdı.

Özel mesleki alan seçip bu alanda nasıl iş bulabileceğini soranlar oldu. Veri tabanı yöneticisi olacağım, nasıl olabilirim gibi. Daha öğrenciyken yazılım sektörünün alt alanlarında (backend, frontend, database, network) ellerini kirletip en çok şu alanı beğendim bu alanda nasıl iş bulabilirim diye soran arkadaşlar bence istedikleri yerde iş bulabilecekler.

Etkinlik esnasında hiç telefonu çalan olmadı, sessizce etkinliği dinlediler.
Not almıyorlar. Not alanlar çok az. Not alanlar ise cep telefonlarını kullanıyorlar.
Etkinlik için İzmir’den gelenler olmuş. Bu özveriyi alkışlamamak elde değil.
İletişim kurmaktan çekinmeyen bir gençlik var.

Canlı canlı videoya alınmak, hata yaparsam battık hissi sürekli yakamda oldu. Topluluktan dolayı pek heyecanlanmadım. Ancak bana doğru çevrilmiş olan cep telefonlarını görünce hata yapma kaygım arttı. Yeni nesilde konuşmacı olmak böyle bir şey galiba. Dikkat kayıt var!



Etkinlik için emek harcayıp etkinliğe katılamayanları gözlerimiz aradı. Keşke onlar da aramızda olsalardı. Bu yazıda bilerek kurumları ve isimleri tek tek belirtmedim. Amacım tek tek teşekkür etmek değil komple teşekkür etmek.

Teşekkürler çünkü çaba gösterdiniz.
Teşekkürler çünkü ürettiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KPSS Çalışan Yazılımcı

On-Prem Çilesi

Yeteneğini Kaybeden Yazılımcı